SAHİ İNSAN NASIL MUTLU OLURDU?


Her zamanki gibi yine sahilde rutin yürüyüşüne çıkmıştı. Denizin kokusu, dalgaların sesi, ağaçlardaki yaprakların şekli, rengi hayatın hummalı koşuşturmasından uzaklaştırıp, dinlendirirdi Candan’ı. Biraz kendi kendine kalıp düşünme fırsatını yakalayabiliyordu…

Evliliği, ailesi, çocukları, arkadaşları geliyordu bir bir aklına… Yine dalıp gitmişti ki o sırada kahkaha sesleriyle birden kafasını çevirdi… Yanından geçen el ele tutuşmuş, birbirleriyle hem şakalaşıp hem de kahkahalarla gülen, evli bir çift gözüne ilişti. “Böyle mutlu olanlar da var.” diyerek tebessüm etti. 

Böyle düşünmesinin bir sebebi vardı elbette. İlk evlendiği zamanlar belirdi hafızasında. Yaşı daha küçük olmasına rağmen evlenmeyi çok istiyordu. İstediği gibi de olmuştu. Daha yirmi yaşının başlarındaydı evlendiğinde. 

Dar gelirli bir ailenin aklına estiği gibi yaşayan, kural tanımayan üçüncü kızıydı. Yedi kardeştiler ve kıt kanaat geçiniyorlardı. Öyle her istediği şeye de sahip olamıyordu. E malum eve gelen gelir belliydi. Elektrik, su, yakacak, mutfak masrafı derken çok lüks harcamalar olamıyordu. Lise bittikten sonra çalışmaya başladı. Daha işe başlayalı bir ya da iki ay olmuştu ki çok samimi oldukları aile dostu Nebahat ablası çalıştığı işyerine ziyarete gelmişti. 

  • Candan’cım sana çok iyi bir kısmet var. Kayınvaliden olacak kişi ülke, ülke geziyor. Bir eli yağda bir eli balda. Kız vallahi çok şanslıymışsın başına devlet kuşu kondu. 

deyince Candan’ın gözleri ışıl ışıl parladı. Tam da istediği gibi bir kısmetti ve kaçırılmamalıydı.

  • Yaaa Nebahat abla dalga geçme.

  • Kız ne dalgası geçmesi. Bak gerçek söylüyorum başına devlet kuşu kondu, devlet kuşu…

“Zaten ben de böyle birini hak ediyordum. En nihayetinde mutlu olmak, prensesler gibi yaşamak benim de hakkım.” diyerek kabul etti gelen teklifi… Gelen talibin kim olduğu, yaşını, ne iş yaptığını sormadan… Çünkü onun için mutlu olmanın tek anahtarı vardı; o da maddi durumu iyi olan biriyle evlenmekti!..

Bir anda annesinin düğün zamanı söylediği sözler aklına geldi. 

  • Kızım bu adam senden yaşça çok büyük, aranızda çok yaş farkı var. Sen hayatı aklına estiği gibi yaşayan daha 20 yaşında gencecik bir kızsın tekrar bir düşün istersen.

  • Aman anne ne olacak yaşı büyükse büyük. Adamın parası var, bir şey olmaz.

deyip geçiştirmişti. “Ah anacım ne kadar da haklıymış” diye iç geçirdi. Oysa ne hayaller kurarak evlenmişti. Ülke ülke gezip mutlulukta zirve yapacaktı.

İnsan bir şeyi çok istediği zaman duyguları aktifleşip, olayları tüm yönleriyle düşünemez hale gelebiliyor. Maddi darlıktan çıkıp bolluk isteyince, aslında gerçekten nasıl biriyle aile kuracağını bilemeyebiliyor. Kendini tanımadığında isteklerinin gerçeğini deşifre edemiyor ve karşı tarafın ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağını kestiremiyor. 

Candan’ın zihninde şu sorular cevap arıyordu:

“Acaba insanın mutlu olması neyle alakalıydı?” 

“Eğer insan tek başına mutlu değilse evlendikten sonra nasıl mutlu olabilirdi ki?” 

“Mutlu olmak için sadece maddiyat yeterli miydi?” 

“Evlilik ve Aile neydi?”

“Evlilikte birbirine eş olmak neydi? “

Hepsi bir yana “Evliliğin gerçek amacı neydi?” 


Yorumlar

  1. Ne kadar yanlışlarla başladık evliliklere... doğru istek doğru beklenti ne önemliymiş

    YanıtlaSil
  2. İnsanların çok azının sorduğu bir soru: Evliliğin gerçek amacı ne?

    YanıtlaSil
  3. Sahi insan nasıl mutlu olurdu?

    YanıtlaSil
  4. İnsan eksikliklerini isteğine göre mi ihtiyacına göre mi tamamlıyor duyguları aktifken?

    YanıtlaSil
  5. Evlilik, aynı amaçta aynı yönde birlikte sevinci ve üzüntüyü paylasmaktı.. ❤️

    YanıtlaSil
  6. Mutlu olmasını bilen insan çevresinede mutluluk yansıtır. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. İnsan doğru soruları kendine doğru zamanda sorabilse keşke. İnsan kendi başına mutlu değilken bir başkası onu mutlu edebilir mi? Elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Bir şeyi çok isteyen insanın düştüğü tuzak...

    YanıtlaSil
  9. Tek başına mutlu olamayan evlenince nasıl mutlu olurdu?

    YanıtlaSil
  10. insan bolluk döneminin ödül olduğunu, mutlu olacağını zannediyor halbuki bolluk da kıtlıktan gelecek ve geçecek

    YanıtlaSil
  11. insan yeterki istesin..cenneti kaybeder, yeter ki istesin kendini feda eder, gelecegini mahveder

    YanıtlaSil
  12. Nerden, kimden bekliyoruz? Mutsuz bir hayattan çıkıp mutlu olacağımızı zannediyor olmamız, beklentiyi yanlış konumlandırmamız…

    YanıtlaSil
  13. İnsanın bu hayattaki amacı hedefleri belirler cidden. Hangi yolda kiminle ve neden yürüyoruz. Gerçekten mutluluk nedir?

    YanıtlaSil
  14. Mutluluk kimin elinde? Ben kimden bekliyorum? O kadar uzak olabilir mi? Yoksa benim elimde mi? İnsan ne istediğini bilmezse elde etttiği onu anda mutlu ederde; hayat andan değil anlardan ibaret… Özellikle gençler için umarım farkındalık olur.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder