Kader ne tuhaf şey…
Merak ettiniz mi hiç?
O gün orada olmasaydım,
O çocuğu görmeseydim, hoşlanmasaydım…
Nasıl bir hayatım olurdu?
Düşündünüz mü arada?
Arkadaşınız size ayarlasın diye yalvardığınız
o kızın,
Varlığını hiç bilmeseydiniz,
Bugün sizi engelledi diye arkadaşlarla içmeye
gidecek miydiniz?
Nasıl bir hayatınız olurdu?
Bir tesadüf müdür her şey?
Yoksa bir ağ mı?
Birbirine bağlı ilmekler mi?
Nedir bizi kötü kaderden koruyan,
Nedir iyi kadere yaklaştıran?
Bilir misin? Öyle hoşa gidecek şeyler yapanlar
vardır ki bu hayatta,
Kendileri farkında bile değilken,
Onu üzecek insanlar,
Onu bozacak olaylar ondan uzaklaşır gider…
Ne tuhaf şey şu kader…
O çocukla o kız ya hiç karşılaşmayacaktı…
Ya da
Bir selam sabah verilecek,
Sonra unutulacaktı…
Neydi onun öyküsüyle benim öykümü bu kadar iç içe
geçiren?
Neydi beni o kızın kapısında arabada beklerken
ağlatan,
Ki erkekler nefret eder ağlamaktan,
güçsüzlükten…
Neydi bizi iyiye götürecek insanlara
yaklaştıracak olan?
Neydi bizi hayatımızın zehir olmasından
uzaklaştıracak olan…
Sakınmak, sakınmak, sakınmak…
Yani,
Uzak durmak…
Bu öyle bir sır ki…
İnsan sakındığında etrafında onu alkışlayan,
öven kimse yoktur.
Bu yüzden hep “görünene” bakan biz, bunu
önemsiz zannederiz,
Arka planda işlerin nasıl döndüğünü
bilmediğimizde…
Halbuki bugün uzak durdukların, sakındıkların,
Yarın hangi kaderi yaşayacağını belirler…
Seni üzen bir kadere mi yaklaşacaksın,
Seni sevindiren bir kadere mi?
Bunu belirleyen şey, neye yakınlaşıp kimden
uzaklaştığında gizli…
Bu öyle bir sır ki…
Seni gitmemen gereken yere davet ettiklerinde,
Herkes gelmeni isterken,
Gelmediğinde seni kötü göreceklerinden
korkmana rağmen,
“Kusura bakmayın, gelemem! Başka zaman
kahvaltı ederiz inşaALLAH” dediğinde,
Seni o an alkışlayan,
Sana gözlerinin içi gülerek bakan melekleri
görmediğinden,
Hep “görünene” bakan insanoğlu,
Ne büyük bir mesele hallettiğini anlamaz…
Ne büyük övgü hak ettiğini fark edemez…
Kader ağacındaki çürük dalları kendinden
uzaklaştırdığını anlayamaz…
Görünmeyen alemin tüm iyiler o an ona
hayranlık ve imrenerek bakarken,
O akşam evde oturmuş çay içip haberleri
izlerken,
Ne büyük meseleler hallettiğini fark edemez…
Ey insanoğlu,
Sakınmada ustalaştıkça neler kazandığını
bilseydin,
Nelerden uzaklaştırıldığını anlayabilseydin,
Sana kısacık bir zaman keyif veren şeylerin,
Uzun vadede senden neler götüreceğini bir film
gibi izleyebilseydin,
Yaşadıkların ile uzaklaşmadıkların arasındaki
bağları zihninde kurabilseydin,
İpleri birbirine bağlayabilseydin…
“Bu hayatta en sevdiğin şey ne?” diye
sorduklarında sana,
“Kötüden uzaklaşmak”
diyebilecek hale gelirdin…
Ama sınav bu ya,
Şimdilik meleklerin alkışlarının sesi kısık…
Ama sen duymuyorsun diye,
Yok zannetme! …
Sana gösterilmedi diye,
Hiç yaşamana gerek kalmadı diye,
Uzaklaştığın için sana yaşatılmayan kötü kader
ağlarını,
Yok zannetme…
Uzaklaşmayı,
Hafife alma! …
Ah şu kader,
Ne tuhaf şey…
Sakın şu an seni üzen kaderlerin içindesin
diye,
İyi kaderlerin yoktu zannetme…
Ve hala iyi kaderleri kendine çekebileceğini
unutma.
Nefes alıyorsan, ümit vardır, unutma…
İyi kaderleri kendine çekmek için neye
ihtiyacın olduğunu hatırla…
Tercihlerin sonucunu yaşamak
YanıtlaSilSakınmak kendi sınavımız hafifletmektir
YanıtlaSilinsan kaderin doğuştan ona verildigini dusunur. Kotu kader der! Sućlar. Halbuki her adımin her karararın her seçimin seni bir seye yaklaştirirken başka bir şeyden uzaklaştırdığini bilseydi.. Ne guzel anlatilmiş 🌸
YanıtlaSilSakınmak, sakındırmak kelime olarak kolay yapmaya başlamak için zor. Ama yola çıkarken bu yokuşu ben çıkamam nefesim yetmez dediğin yola adım attıktan sonra insan nefesinin nelere kolaylıkla yettiğini şaşkınlıkla görüyor insan. Ve yapamam sandığını başardığında kazandığın özgüven sena daha dik yokuşların ardını görebilme fırsatı doğuruyor. Elinize sağlık
YanıtlaSilAlkışlar duyulmuyor diye tebrik edilmiyorsun sanma ….
YanıtlaSilSakınmak insanoğlunun en büyük marifetidir
YanıtlaSilSu gibi okudum. Çok güzel nir yazı olmuş. Kaleminize sağlık… geçmişten bugüne hayatımda hayır diyemediğim ve sonunda zarar gördüğüm, hayır demeyi başardıktan sonrada sakınmaya çalıştıklarımın nasıl iyileştirdiğine iliklerime kadar şahit olduğum süreçler gözümde canlandı... teşekkürler.
YanıtlaSilÇok güzel yazı elinize sağlık.. İyi kaderlerimizi son nefesimize kadar kendimize çekebiliriz inşallah..
YanıtlaSilKader çizgilerini bir bir kendimize çekiyoruz ama hangilerini? Farkındalık oluştu, teşekkürler
YanıtlaSilUzaklaştıkça o siyahtan güçleniyor insan
YanıtlaSilKader aslinda hic de sanildigi kadar karmasik bir sey degilmis
YanıtlaSilSakınmak sakınmak sakınmak... Hakkıyla yerine getirmek nasip olsun İNŞALLAH 🌺 Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilSınavı geçmemizi sağlayacak en güzel bilgi verilmiş… kaleminize sağlık☺️
YanıtlaSilUzaklaşmak… oysa yakınken yapmamak kıymetli sanırdım. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilSakınmak kazanmanın başlama noktası olduğunu bilemedik...
YanıtlaSilİnsan sakınmak ister ama sakınacak cesareti bulamaz ve isteğinin peşinden gider
YanıtlaSilSakınmanın kıymetini ve yöntemini bilenler kurtuldu diyebilir miyiz?
YanıtlaSilNe samimi bir yazı olmuş; düşündüren, az ve öz…
YanıtlaSil