TAŞ SEKTİRMECE OYNAYALIM MI?

Yine üzülmüş yine sinirlenmiş yine söylenirken bulmuştu kendini Pelin…  Yine gölün kenarında elindeki çakıl taşlarını bir bir atarken “Neden ben kötü oluyorum? Neden ben suçluyum ki… Esas onlar saçma sapan şeyler istiyorlar, istekleri yerine gelmeyince de sorgusuz sualsiz beni suçluyorlar. Of ALLAH ım of… Ben ne yapayım artık bilemedim ki”

Elinde son çakıl taşı tam atmak üzereyken;

‘Atma o taşı atma… Bak... Attığın tüm taşların dalgaları büyüyor, birbirine değiyor, birbirine karışıyor. Bir bekle, sakinleş, durulsun su…’

İşte yine kendi kendine konuşmaya başlamıştı☺

Dalgalar gibiydi hayatı da… Hepsi birbirine değen sıkıntılar… Sadece bugün değil dünkü yaptıklarım, bir hafta hatta bir yıl önceki yaptıklarım birbirini tetikliyordu. Hepsi birbirine değiyor ve tetikliyordu.

‘Sebep sonuç ilişkisi işte’ dedi…

Onlar istedi ben yaptım. Onlar istedi ben hiç itiraz etmeden “Ne olacak yaa… Yap gitsin” dedim ve sonuç ortada…

Arkadaşım istemiş yapamaz mıyım, yaparım tabii ki… Arkadaş için çiğ tavuk bile yenir…

Tabii ki eşim için her şeyi yaparım o benim her şeyim…

Anayım ben ana… Tabii ki onun her isteği benim için bir emir bir vazifedir…

Ne kadar normal değil mi? Bunları söylerken de yaparken de hiç düşünmemiştim. Şimdi düşününce anlıyorum ki; bu kadar ölçüsüz sorgu sualsiz yapınca istekler mutlaka bir sınıra dayanacaktı sonunda.

Çünkü hayatta her şey gibi isteklerimiz de yerinde durmuyor gittikçe aşırılaşıyor ve bizi zorluyordu.

Veee… Sonunda ‘Tak’ diye kafayı bodoslama vuruyoruz yolun sonundaki duvara… İşte o an köşeli jeton düşüyor ve diyorum ki “ Bu da istenmez ki ama… Bunu da yapamam ama… Tamam… Seviyorum da bu kadar değil…” dediğimde kıyamet kopuyor ve dünyanın en hayırsızı oluyorum ☹

Nasıl yapmazsın?

Neymiş efendim, arkadaşsam o krediyi çekip onu borç batağından kurtarmalıymışım…

Neymiş efendim, anneysem okulda onun için beyaz ufacık bir yalan söylesem olamaz mıymış?

Neymiş efendim insan eşi isterse her şeyi yaparmış…

Offf offf… Hep benim suçum… Ben verdim bu tavizleri… Uçsuz bucaksız isteklerin sebebi benim… Her isteği bir öncekinden bir tık daha fazla tavizkardı ve sonunda “ Hayır bunu yapamam” dediğimde dünyanın en kötüsü ben oldum ve tribi de ben yedim…

Oysa oyunun başında net olsaydım. Doğrularımı yanlışlarımı belirleyip “Evet ben seni seviyorum ama bu isteğin yanlış ve ben yapamam” diyebilseydim belki bu kadar beklentiye sokmazdım kimseyi.

‘Pelin ya, yapar ya, ne istedim de yapmadı ki ya’ boyutuna getirmezdim.

Tıpkı satranç oyununda düşünmeden öne atılan piyon gibi değil de kırk saat düşünülen vezir olurdum. “Yapar mı acaba? Yok ya, Hayır der. Bir de nasihat çeker; bak kardeşim bu doğru değil, bundan vazgeç der” diye düşündürebilen biri olsaydım keşke…

Ne güzel olurdu değil mi?

O zaman gölün kenarına gelip “ Niye böyle oldu? Niye ben kötü oldum? Niye benim canım yanıyor? Oysaki ben onlar için canımı dişime taktım” diye söylenip elindeki taşlardan hıncımı çıkarmazdım.

Netlik oyunu bozar…

Hangi oyuna nasıl bir kuralla, nasıl bir hamleyle gireceğin belli olsun. Belirle, pozisyonunu al ve hamleni yap…

Pelin sakinlemiş, su sakinlemiş, dalgalar durulmuştu.

Tam elindeki son çakıl taşını da suya savuracakken; durdu, eğildi, suya paralel pozisyonunu aldı, elini tartı ve yatay bir şekilde taşı suya attı. Bir… İki… Üç… Dört…

Dört kere sekti taş ve sonra dalgasını oluşturmaya başladı. Sekerken oluşturduğu dalgalar sanki sebep sonuç ilişkisi gibi birbirinin ardından oluştu. Ama sonuçta bir taş ile başlayan ve hepsini oluşturan bir taşa vardı.

İşte böyle ol…  O taşı atan el senin… O taş senin elinde…

Bütün taşları savurup hayatının her köşesinde dalgalarını çoğaltma…  Bir taşı al, bir kaç sefer sektir ve bir dalga oluştur. Boşu boşuna dalgaların arasında bocalama…

Zaten hayatla dalga geçilmez ki ☺

Pelin suya son bir bakarken sadece bir dalganın yayılışını gördü…

Net olmak bu kadar kolay mıydı?

Evet… Bu kadar kolaydı… Suya çok taş atmak değil bir taşı nereye, neden, nasıl atacağın önemliydi…

 Bu sefer gölün kenarından şikayet ederek değil de çözüm bularak ayrılıyordu Pelin… Net olarak…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki;

Hayattaki her sorunuza bir cevap vardır. Sorularınız net olursa cevaplarınız da net olur. Problem netse çözüm de nettir. Hangi problemi problem edeceksin?  

Hayata hangi taşı atıp dalgasını oluşturacaksın. Soru da sen de, cevap da sende…






Yorumlar

  1. İnsan problemini de kendi seçiyor değil mi? Neyi problem ediyorum hayatta? Mobilya neden böyleymiş tartışmasıyla 3 gün heba mi edeyim? Yoksa yüce mi amaç uğrunda mı olsun problemlerimiz...? 🌸 İnsan seçtiği problemini yaşıyor en sonunda..

    YanıtlaSil
  2. Hüsna Şule A.24 Nisan 2024 20:16

    Hangi taş elinde? Sahte problem taşı mı? O zaman atsanda gerçek çözüme varmayacak… Problem senin ve gerçek ise çözümü sensin! Ahh ne güzel geldi 🥲 Elinize, ilminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  3. Hepimiz geçtik Pelin’in yollarından dedirten bir yazı, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Emeğine kalemine sağlık. Kendi kendime sorduğum sorulara cevap geldi. Rabbim başarılarını daim eylesin Zümrelerin Bitanesi❤️

    YanıtlaSil
  5. Hayatta hangi taşı atıp dalgasını oluşturacaksın?
    Ne kadar güzel ve anlamlı...
    Rahatlık tuzaklarını bir kenara bırakıp yine kendimiz için doğru taşı seçmek...
    Kaleminize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  6. Doğru soruyu sorabilirsek eğer onun cevabı mutlaka verilir, o da bir bedel ister tabiiki

    YanıtlaSil
  7. Elinize sağlık…taş kimin elinde,.

    YanıtlaSil
  8. Sorularla bilincini açmaya çalışması netliğe ulaşmasını sağlıyor. Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  9. Bir iğne deliği kadar boşluk oyunu başlatıyor, öykünü oyuna çevirmemek için o boşluğu bırakmamak... zor ama imkansız değil. Emeğinize sağlık 💫

    YanıtlaSil
  10. “Bütün taşları savurup hayatının her köşesinde dalgalarını çoğaltma… Bir taşı al, bir kaç sefer sektir ve bir dalga oluştur. Boşu boşuna dalgaların arasında bocalama…” Emeğinize sağlık 🍃

    YanıtlaSil
  11. Hayat bazen kontrolden çıkmış gibi görünür, oysa her insana kendi hayatını kontrol etme yetkisi verilmiş. Meğer her şeyin ölçüsü olduğu gibi ilişkilerimizin de ölçüsü varmış🤗

    YanıtlaSil
  12. Bir taş nelere gider bir bilsen. O eline almaya niyet etmek bile insanı insan yapıyor.

    YanıtlaSil
  13. Ne güzel düşündürdü bizi bu yazı… ALLAH razı olsun…
    Tek cümleyle özetlersek,
    “Hakikaten… Netlik oyunu bozar…”

    YanıtlaSil
  14. Taş sektirmemek. Problemlerimize çözüm bulmak

    YanıtlaSil
  15. İnsan bazen suçlu olduğunu göremiyor, karşıyı suçlamak kolay geliyor

    YanıtlaSil
  16. Sevdiğinin seni sevmesi için herşeyi yapmaya razı olan bizler. Gerçekten sevmek ve kullanılmak, hor görülmek sanki normal zannettik uzun süre… iyi ki sizinle tanıştımda bu gerçekleri görüp hayatıma sokabildim.

    YanıtlaSil
  17. Soruların muhatabı olmakta net olunca çözümde de net oluna biliyormuş. Ne güzel anlattınız, elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  18. Yapar yapar kıymet bilinmez, aslında ilk başta ne kadar kolaydı cevabı hayır diyebilmek, zaman geçtikçe daha da hayır diyemiyorum. Ona yaptıklarım fazlalastikca

    YanıtlaSil
  19. Bir taş sektirmece oyununda da böyle, hayatın kendisinde de... Her şey ne kadar tutarlı... Bir delil daha ortaya çıktı... Teşekkürler

    YanıtlaSil
  20. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  21. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  22. Kaleminize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  23. Bir taşı sektirmek ve sonra diğerine geçmek
    Birbirini kesmeyen dalgalar
    Birbirine engel olmayan isteklerle
    Güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  24. İnsan hayata karşı ne oluşturursa onunla karşılaşıyor...o zaman dış dünyayı suçlamak ne kadar boş...

    YanıtlaSil
  25. Bir solukta okudum, çok değerli.. Netlik! kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  26. Hedefleri olmayan insanlar başkalarının hedefine takılır ve kaynaklarıını heba eder

    YanıtlaSil
  27. İnsan ne yaparsa yapsın kendisine yapıyor. Sonra mutsuzluğunu başkalarına bağlıyor. Her şeye evet demezsek sorunlarımızıda mutsuzluğumuzuda o kadar büyütmeyeceğiz. Sorun olarak gördüklerimizide daha çok küçükken çözsek hayat daha yaşanası olacak belli ki… Umarım hayata bu anlamda bir adım atarız. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  28. Hedefi olmayan insan başkalarının hedeflerine takılır, hayatını ve kaynaklarını başkalarıı için tüketir, önemli olan hedefe giderken hem kendin için hem başkaları için faydalı olabilmektir

    YanıtlaSil
  29. Net olabilmek dileğiyle…

    YanıtlaSil
  30. Taşı seç, pozisyonu al, geril ve hedefe at. İşte o taşın oluşturduğu dalgalar nelere gebe olacak…
    Kaleminize sağlık.🍉

    YanıtlaSil
  31. Netlik oyunu bozar.
    Kaleminize sağlık 🤍

    YanıtlaSil

Yorum Gönder