KALİTELİ HAYAT


Çocuklar neden bize masum gelir, bilir misiniz?

Çünkü pek hesap yapmazlar. Hesapları yoktur onların. Sevmeleri içten, sahicidir. Kızgınlıkları varsa, söylerler. 


Çıkarları var diye yok saymazlar. 

Bizim hep yapmak isteyip yapamadığımızı yapar onlar, içlerinden geldiği gibi, doğal, hesapsızca davranırlar… Biz de bir film izlercesine bakarız onların masumluklarına…


Yine böyle günlerden biriydi, ananemin dizinin dibindeydim. Bayram harçlıklarımı sayıyordum, ne alabilirim diye bakmak için. Ananem, hep başkalarına dediği o lafı, ilk kez bana söylemişti o gün. “Kızım, paranın hesabını yapma, azalır…” dedi. Ne saçma gelmişti bana ya o gün. Yani saydım diye gece matematik düşmanı bir cadı gelip paramı mı alacaktı? “Nasıl sayarsın, ben bir şeylerin sayılmasından nefret ederimmm” deyip intikam mı alacaktı benden süpürgesiyle yanıma uçup? Ayaklanıp gidemez ya nesi azalacak yahu bu paranın diye düşünürdüm… Halbuki şimdi anlıyorum. 


Kadıncağızın bahsettiği şey miktardaki azalma değilmiş ki… Bereketteki azalmaymış. 


Sürekli saymak, bereketi kaçırırmış. Çünkü düşünsenize, insan parasını neden sürekli sayar ki? Paraya, mala düşkün olduğu için… Biz de bu hayatta her neye düşkünsek o bizden kaçtığı için, aklımız fikrimiz para olursa o da bizden elbet kaçacak. Para, başarı değil. Zengin olmak, başarılı olmak değil. Sadece onun bir bonusu, o kadar. Gerçek başarı, sana iyi gelen bir yerde sürekli kalabilmen. Çok kazansan ama sana iyi gelmese bu kazanmak, ne anlamı var o paranın? Sağlığımızı kaybettikten sonra ne anlamı var köşklerde oturmanın?


Ananem, pamuk ellim, bal yüreklim… Belki rahmetli oldun, aramızda yoksun ama lafın hala kulağıma küpedir… Hele ki herkesin malını mülkünü saymaya, serip gösteriş yapmaya çok meraklı olduğu bu günlerde…

Hani günlerden bir gün bana demiştin ya “Kızım, şu an param yok. Komşunun kızı evleniyor, duydum ki ihtiyaçları da varmış. Sen destek olmak ister misin? 


İhtiyaç görenin ihtiyacı görülür…Sen destek olursan sana da zor zamanında destek olanlar olur ….


Annem bana böyle öğüt vermişti. Gerçekten de bal ananem, her verdiğim bana bereket olarak geri döndü. Ben de düştüm, ama karşıma hep elimden tutanlar çıktı, üstüme basanlar değil. Ne kıymetliymiş insanın bu gününde başkasında gördüğü ihtiyacı karşılayıp geleceğine yatırım yapması… Peki biz nasıl bu kültürü, bu bilgi birikimini kaybettik? Kaliteli bir hayat için ne çok ihtiyacımız var halbuki bu yöntemlere…


Eskiler, çok küçüklükten sıkıntıları görüp yaşamaya başlarlarmış hayatı. Bugün biz nasıl 22-23 yaşlarında hayata atılıyorsak, onlar 5-6 yaşında hayata atılıyorlarmış. Dolayısıyla bizim daha sıfır noktasından başladığımız yaşlarda onlar çoktannn binlerce probleme çözüm üretmek zorunda kalıp marifetlenmiş oluyorlarmış. O yüzden de eski zamanlarda 19 yaşında bir adam, babası da olmamasına rağmen evlenip evini geçindirebiliyormuş. 

Hanımıyla da kavgasız gürültüsüz geçinebiliyormuş üstelik… Çünkü hemen hemen tüm dünyaları birbirleriydi, bir de olduysa çocukları. Dikkatlerini dağıtacak başka bir şeyleri yoktu ki. Bu da ilişkilerini kuvvetlendiriyordu elbette. 


Dışarıya karşı sınır olunca, içerdeki kalite çok başkaydı… Aile içi paylaşım çok başkaydı…


Peki şu an ne değişti?

Bugün bize dayatılan algı, “marka iç çamaşırı giymezsen, kendini sevmiyorsun” algısı… Bütün değerlilik hissimiz somut eşyalara bağlı. Böyle olunca da biz, bu somutluğa yetişebilmek için çok para kazanmak zorundayız. Çünkü sürekli aklımızdan şu geçiyor. “Her şey dönüp dolanıp paraya geliyor. Para yoksa mutlu olunmaz” bu sefer de daha fazla çalışır oluyoruz. Uğruna bu kadar uğraştığımız şeye karşı da zaafımız oluyor haliyle… Sürekli hesap kitap yapan ve yaptıkça da para yetiremez olan insanlarız artık…

Zamanın birinde çooook bilgili biri şöyle söylemiş; 


Neyi kovalarsanız o sizden kaçar. 

Bütün imkanlara sahipken neden hala kendi kendimize bile yetemiyoruz, sebebi çok açık değil mi? Dünyayı kovaladığımız için, dünya bizden kaçıyor. O kaçtıkça biz daha da hırsla kovalıyoruz. Ta ki süremiz bitene kadar…

Eskiler azla yetinmesini bilirdi, böylece mutlaka kenara atabilecekleri paraları olurdu. Belki paşalar gibi yaşayamadılar ama hiç de çaresiz kalmadılar…

Dünya’nın oltasının ucuna takıp, bize yem ettiği güzelliklere kanmayanlardan, Dünya’nın kovaladığı insanlardan olmak nasip olsun herkese…








Yorumlar

  1. Amin inşALLAH emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  2. Nursena GECÜ15 Nisan 2024 17:20

    Varken paylaşmak güzel ama yokken paylaşmanın tadı ve bereketi daha bir başka🌿

    YanıtlaSil
  3. Ellerinize, kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  4. "iyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey değildir" 📚
    Bereketin temas etmesi dileğiyle ✍️

    YanıtlaSil
  5. RABİA NUR KAPLAN16 Nisan 2024 15:11


    Ne istediğini bilen , nefsi ve istekleri peşinde koşmayan insanlardan olabilmek duasıyla. Yaptığımız işleri bilinçli yapabilenlerden olalım, bereketi bizimle olsun inşAllah.

    Ve içimizdeki saf çocuk hep baki kalsın..

    YanıtlaSil
  6. böyle bir anneanem olsun istedim. Hayatı parayla değil de paylaşmakla gören ve tavsiye edebilen büyüklerimizde yok artık. biriktir biriktir. lazım olur diyerek cimrileştik. oysa bizim peşinden koşacağımız çoook daha güzel şeyler vardı yanlış şeyin peşinden gittik. yol varken dönelim inşallah.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder