DÜŞÜNCELERDE SEÇİM

 

Dersin başında “Öğretmenim yaa… Sizinle konuşunca hiç sormadığımız hatta hiç aklımıza bile gelmeyen soruları sormaya başlıyoruz ve bundan da çok keyif alıyoruz” deyince Ali öğretmenin gözleri parladı.

Bir öğretmenin hele ki bir felsefe öğretmeninin duymak istediği “Daha ne olsun?” dediği işte o andı.

“Ne güzel işte… Bu dersin amacı da bu zaten… “Düşünmeye niyet ettirmek”

-Ama hocam olmuyor. Siz yine işi hemen dine bağladınız. “Niyet ettik ALLAH rızası için düşünmeye” dedi haylaz öğrencinin biri ☺

“Oğlum bizim zaten her işimiz ALLAH’a bağlı; sadece ders değil ki” dedi gülümseyerek Ali Öğretmen…

- Hadi bakalım gevezeliği keselim de derse başlayalım. Peki, bugün hangi sözün veya sorunun peşinden gideceğiz?  Yazalım mı tahtaya?

İnsan çoban mı olmak ister; koyun mu sizce?

-Tabii ki çoban olmak isterim hocam.

-Neden?

-Hocam ben koyun gibi birilerinin dediğini yapmak için mi geldim bu dünyaya? Hayır tabii ki…  Kendi hayatımın kararlarını kendim vermek isterim. O yüzden çoban olmak isterim…

-Peki o zaman buradan başlayalım… İnsanın çoban olması ne demek, koyun olması ne demek sizce?

-Hocam çoban olmak kendi çöplüğünde horoz olmak gibi bir şey mi? Herkes kendi çöplüğünde öter” misali… Mesela bu sınıf benim çöplüğüm; ben ne dersem o olur. Değil mi arkadaşlar!

-Öyle mi? Peki şu anda buradaki horoz kim acaba? Sen mi ben mi?

-Estağfirullah hocam… Tabii ki sizsiniz ☺

Gülüşmeler devam ederken Ali öğretmen;

-Çocuklar insan nerede çoban, nerede horoz, nerede koyun olacağını seçerse zaten hayatının kararlarını da vermiş olur. Yani insan olmuş olur.

-Nasıl yani hocam? Hem çoban hem koyun mu olacağım ben. Aklım karışır benim...

-Oğlum aklın değil de egon karışmış olmasın orada?

-Mesela ben… Sınıfta size çoban olabilirim ama eve girince hemen eşimin koyunu olabilirim; “Hanıım… kurt gibi açım, bugün ne hazırladın bize, o güzel ellerinle “diye sorarken…

Çünkü mutfak onun mekânı… Hem sorumluluk onda, hem yetki onda… Biz de çocuklarla birlikte onun koyunu olabiliriz seve seve…

Ama yemekten sonra annesinin şikâyetiyle bilgisayarda çok oyun oynayan oğlumun hemen çobanı olabilirim. “O bilgisayar kalkacak bu da son sözüm“ dediğimde, o çöplüğün horozu olabilirim.

“Ama baba… Bir eğlencem o… Hem herkes oynuyor… Bana ne yaa… O zaman ben de ne ders çalışırım ne de sizin dediğiniz şeyleri yaparım” dediğinde o yuvanın en yetkilisi olarak konuşabilirim…

“Hiç kusura bakma oğlum… Kendi evin, kendi kazancın olunca istediğini yapabilirsin ama şu anda yetki bende… O yüzden burada benim borum öter. Çünkü imkânları sağlayan benim ve bu çöplüğün horozu benim” diyerek net bir tavır koyabilirim.

Neyse gelelim size… Şimdi burada sınıftayken benim koyunum olabilirsiniz ama ileride iyi bir çoban olmak için. Nasıl mı?

Burada koyun olmayı yani sürü olmayı öğreniyorsunuz ki zamanı gelince iyi bir baba iyi bir anne iyi bir patron iyi bir lider olabilmek için…

Çünkü buradaki öğrendiğiniz şeyler oradaki durumunuzu belirliyor. Ne kadar ekmek o kadar köfte☺ Anlaştık mı?

Burada sürü olmayı öğrenirken sonrasında kendi sürünün sorumluğunu alıp nasıl yöneteceğini de keşfedersin.

Öyle seni hemen çoban yapmazlar. Hele benim olduğum sınıfta seni hiç yapmazlar☺

-Tamam anladık hocam yaa…

-Ama hocam insanı aklı karışmaz mı? Bir çoban ol, bir koyun ol…

-Yooo… İnsan nerede, kiminle sürü olacağına karar verirse hiç sıkıntı yaşamaz. Kiminle, nasıl bir ilişkin olacağına sen karar vereceksin.

-Yeter ki senin için doğru sürüyü ve çobanı bul…

-Hocam benim yine kafam karıştı ama…

-Söyle bakalım neden karıştı kafan… Alalım yeni soruyu?

-Hocam o zaman sizce çoban olmak mı iyi; yoksa koyun olmak mı?

-Evettt çok güzel soru ama vaktimiz kalmadı. Onu da haftaya beraber cevaplarız olur mu?

-Hadi herkes teneffüse çıksın bakalım. Temiz hava iyi gelir… -Hem koyunlar temiz havayı sever… Şaka şaka… Siz geleceğin güzel çobanları biraz temiz hava alsın bakalım.Hem temiz hava bilinci açar, daha çabuk çoban olursunuz☺

Hayırlı işlerde topluluk olmak büyük fayda getirir.

Marifetli ve becerisi yüksek olan insanın deneyimlerini transfer etmesini çoban gibi olmaya, öğrenmek ve kendini geliştirmek isteyen insanın bir topluluk içerisinde deneyimleyerek zenginleşmesini koyun gibi olmaya benzetebiliriz.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Her yetişkin, kişisel bir liderdir. Ve lider olmak için önce yönetilen olmak gerekir.

En iyi liderler de en iyi yönetilenlerden çıkar, öyle değil mi?