Ahmet matematik dersinde yine uflaya puflaya öğretmenini dinliyordu.
Öğretmeni “Evettt çocuklar! İçinde üç beyaz altı yeşil top bulunan
bir torbadan rastgele seçilen üç toptan ikisinin aynı diğerinin farklı olma olasılığı
kaçtır?
Ahmet “ Oooo öğretmenim nereden bileyim, çek çek dur, elbet çıkar
iki beyaz iki yeşil” diyordu tabii ki içinden.
Oysaki öğretmeni sorunun cevabını da formülünü de söylüyordu.
Ama dinleyen kim?
“Çocuklar olasılık problemlerinin formülü şudur;
‘‘Tüm olasılıkların istenilen
olasılıklara oranı’’ Anladınız mı? Şimdi bu formülle diğer olasılık
problemlerine bakalım. Hadi Ahmet gel
tahtaya…
“ Ne... Ne öğretmenim? Tüm olasılıklar, istenilen olasılıklar. Ne
dediniz ben anlamadım? Bir daha söyler misiniz?
Keşke ilk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılabilseydi ama
nerdee…
Hadi Ahmet… Bu problem çözülecek… Çözmeme olasılığın hiç yok. Gel
de beraber çözelim ” diye gülümsedi öğretmen.
Hayatta da hep böyle olmaz mı zaten?
Tüm olasılıklar ve bizim istediğimiz olasılıklar…
Biz daha matematik dersine gelmeden doğduğumuz andan itibaren
başlıyoruz olasılık problemlerine. Şu oyuncak mı olsun bu oyuncak mı olsun, bu çikolata mı olsun dondurma mı olsun?
Ağlasam mı gülsem mi? Bu kıza mı âşık olsam şu kıza mı? Counter-serike mı
oynasam Pubg mi oynasam?
Hep bir seçenek var hep olasılık var.
Okuldan eve giderken bile aklında Ahmet’in kafasında bir olasılık
var…“Eve mi gitsem yoksa biraz arkadaşımla takılsam mı?”
Ahmet bunu aklından geçirdiği anda olasılık balonları kafasında
belirdi. Eve geç gidersem;
Annem beni terlikle bekler, “Sen nerde kaldın oğlum ya, aklım
çıktı bir şey oldu sandım. Bütün herkes geldi bir tek benim hayta oğlum yok.
Sen niye böyle yapıyorsun oğlum. Sen beni öldürmek mi istiyorsun yaa?
“Tövbe Estağfurullah anne ya ne ölmesi… Alt tarafı biraz
arkadaşımla takıldım. Niye seni öldüreyim. Hem sen benim tatlı, canım, bal
annemsin. Sana bir şey olursa ben ne yaparım. Ben seni çok ama çok seviyorum”
derken bunun sadece bir olasılık olduğunu ve düşünürken bile annesini üzdüğünü
fark eden Ahmet evin yolunu tuttu.
Oysa birazcık takılacaktım ne olabilirdi ki…
Zaten ’Ne olacak ki’ lerle seçip diğerinden vazgeçiyoruz her
seferinde.
“Şimdi eve geç gitsem annem kapı da beni bekler ben ise nerden
kaçacağımın derdinde… Zaten yorulmuşum zaten annem de sinirli… Oooooo… Bir de
yarın iki sınav var. Zaten notlarda tam sınırda bir bırakırsam tepe taklak
gider” diye düşünebilmektir olasılık hesaplaması…
İşte bu çok kıymetli. Ama biz bunları görmek istemeden anı
yakalayıp Carpe Diem yapıyoruz. Sonra
da “Niye böyle oldu ki?” diyoruz değil mi?
Neden ben de arkadaşlarım gibi bir üniversiteye kapak atamadım?
Neden ben de Buse gibi zengin bir koca bulamadım?
Neden ben de Selim gibi çok para kazanacağım bir iş bulamadım?
Neden ben de bu hayatta başarılı ve mutlu olamadım?
Neden… Neden diyerek ne şikâyetlerin olasılıklarını bitiriyoruz ne
de olumsuzlukları bitiriyoruz. Oysa neden sorusunu gerçekten sorabilsek
gerçekten cevap verebiliriz.
Hadi soralım neden?
Bir matematik dersinde oflaya puflaya Olasılık probleminin formülünü
anlamadan “Aman dene dene bulursun elbet” demiştik ya
Ve o topun çıkma olasılığının formülü belli iken ben o formülle
değil de “Bir tane bir tane bir tane daha çekeyim de o denk gelir elbet”
diyerek kendimi çok yormuştum ya.
Formül ne diye hiç bakmamıştım ya…
Oysa “Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur seçimler vardır.”
Formülünü öğrensem ve uygulayabilsem her seçimimi çok daha net yapabilirdim.
İnsan kariyer sahibi olmak için çalışmayı, iyi bir evlilik için
doğru bir tercih yapmayı, iyi bir ilişki için iletişimi bilmeli ki olasılıklar
daha da iyiye daha da güzele doğru gidebilsin.
O zaman insanın yapması gereken çok basit gözüküyor değil mi?
Hayattaki her seçimin neden kaynaklandığını ve nelere sebep
oluşturacağını kontrol etmek…
İnsan istek olasılıklarını kontrol edebilirse tüm olasılıklar
arasında daha mutlu ve daha başarılı bir hayat olasılığına sahip olabilir.
İnsanın bu kadar mutlu ve başarılı olma olasılığı varken, neden
olasılıkları en alt limite hatta olanaksız hale getirdiğini düşünmek gerekir.
Peki Olasılık nedir?
O zamana kadar yapılan deneyimler sonucunda bir durumun ortaya
çıkmasının ihtimali veya ne zaman ortaya çıkacağının ve gerçekleşeceğinin belli
olmamasıdır.
O yüzden ister matematikte olsun ve ister hayatta olsun hiç fark
etmez.
İkisinde de olasılık probleminin çözümüne
Tüm olasılıkların istenilen olasılıklara oranı ile gidilir.
Sen yeter ki olasılıkları gör… Senin için en doğru olan olasılığın
sebeplerini oluştur… Ve hayata bir adım at…
Yoldaki olasılık hesaplarını hep sen hesaplayacaksın başkası
değil. Seçim senin…
Tüm olasılıkları gör ve istenilene en iyi formüle ulaş…
Çünkü
İnsan Hayattaki En İyi Olasılıkları Yaşamak İster.
Bağlantılarımız
👏👏👏👏çokkk güzellll
YanıtlaSilHayatta şans ya da tesadüf yok? Secimler var...ince, ince oya gibi işlemişsiniz 🍃
YanıtlaSilEn doğru olasılığın sebeplerini oluştur ve hayata bir adım at... 👏🏻👏🏻 Hayatta yaşadığımız her kötü olasılık için başkasını suçlarken, aslında tüm çözümün kendinde olduğunu öğrenmek... Daha öğrenilecek coooook şey var...
YanıtlaSil[13/2 22:08] Hatice Kalaycı: Evet insan hep en mükemmeli yaşamak ister ama mükemmeli isterken ona ulaşmak için dediğin gibi seçenekleri değerlendirmek yerine, tembellik yapıp düşünmeyi bile kendine çok görüp hep hazıra konmayı bekler
YanıtlaSilOlasılıkları hesaplayıp çıkışa ulaşmak yerine çemberin çevresinde dolaşıp dururuz
İnsan hayattaki en iyi olasılıkları yaşamak ister.
YanıtlaSilE, doğru… Burada değişken olan neye göre kime göre. İşte burada işler karışıyor…
Zihnimiz açık olsun.
Kaleminize sağlık🌻
İsteğime gidebilmem için önümde seçim yapmam gereken yollar oluşur. Ne kadar iyi yasasal seçim yapabilirsem o kadar olası yol sayısını azaltırım ve isteğime ulaşma olasılığımı da arttırmış olurum.. Elinize sağlık..:)
YanıtlaSilFormüllere ulaşacağımız bir hayat dilerim 😊 elinize sağlık, çok anlamlı 🧡
YanıtlaSil