ELİ KANLI FAİL NERDE?

Kırık Kalp ve El


Bir ceset vardı. Bir suçlu gerekiyordu… O cinayeti üstlenmeye… Ve bir bir hayatımıza girenlerin, çıkanların listesini yaptık… İpuçlarını delil etmek için. 

Her zorlandığımızda, her düştüğümüzde suçlayacak birilerini bulduk.

Bazen kendi tarihimizin tozlu sayfalarının en ücra köşesinde bulduk. “İlk sevgilim yüzünden...” dedik. 

Bazen bir mezarlık taşında bulduk. “Sen öldün kurtuldun, geride bir enkaz bıraktın.” dedik. Bazen kuzenimizdi bizi hayal kırıklığına uğratan…

Bazen işimizdeki müdür… 

Bazen de annemizdi hayallerimizin eli kanlı katili. 

Birileri taa çocukluğumuzdan başlamıştı bizi yaralamaya. Yaralı çocuklar cemaatinin üyesiydik. 

Sonra ergenliğimiz, sonra gençliğimiz de devam etti yaralanmalar…

Aşk zannedilen heyecanlar. İlk karın ağrıları, midemizin de kelebekleri olduğunu fark ettiğimiz o anlar… 

Ayağımızın ilk defa yerden kesilmesi, kanatsız da uçulabilirmiş dediğimiz…

Biz kimi sevsek terk edilmişlik.  

Kime sırtımızı dönsek, elindeki sedef kakmalı çakısıyla kanatmıştı oramızı, buramızı. 

Evet, eli kanlı failler doldurmuştu hayatımızı.

Ve hep birilerini suçladık. 

Eşyalarımızı toplayıp birlikte yola çıktıklarımız olmuştu. Ama yolun yarısında “Ne kadar çok işi olduğunu” hatırlayıp geri dönenler… Ve yarı yolda tek kalışlar… 

Yaşanamayan, tamamlanamayan yarım kalmış öyküler… Yalnızlıklar… Tadilatlı yollar… Kırık kalp enkazları... 

Yine kızgın, öfkeli ama daha çok kalbi kırık olarak. 

Yine bize hüsran… Yine bize hasret… 

Faillerin yüzleri değişti, sesleri değişti, cümleleri değişti. 

Ama… Değişmeyen tek şey payımıza düşen hüsran… Ve kalp kırıklığı… 

Oysaki kimse kimseyi kandıramaz bu hayatta. 
Kimse kimseyi kazıklayamaz. 
Kimse kimseyi yarı yolda bırakamaz. 

Aldığımız büyük kararlar vardı. 
Bizi sevdiğini zannettiklerimizin peşine takılıp giderek vazgeçtiklerimiz oldu… 

Yapacağım deyip de, çulsuzlar kalbimizi kırınca “Enerjim yok” deyip yapmadıklarımız oldu… 

Kendimize verdiğimiz sözler vardı. Ki azıcık bir zevk için döndüklerimiz oldu… 

“Asla yapmam” dediklerimiz vardı, azıcık başımız okşanınca yaptıklarımız oldu… 

Bizi kendimizden daha çok yanıltan olmadı bu hayatta. 

Çünkü bizi bizden daha çok kimse yarı yolda bırakmadı. 

Her şey aslında, tüm olumsuzlukların işaretlerini vermişken. “Bu öykü bir yere varmaz”, “Bu insanla yola çıkılmaz” diye kendini belli etmişken...

“Ya saçmalama bu fırsat kaçmaz“ diyerek bahaneleri sıralayıp, peşine düştüğümüz o sahtelikler…

Fırsat zannettiğimiz öyküler değil mi o yarım kalanlar? 

Şanslı olduğumuzu zannettiren, o insanlar değil mi kalbimizi kırmasına izin verilenler?
İlişkiyi anlamamışken, çabasız, kısa yoldan köşeyi dönelim diye verilen o tavizler?

Bizi bizden çok kandıran, yarı yolda bırakan, sözünden dönen ve yanıltan kimdi ki?

Herkes kendi kırık kalbinin suçlusudur aslında. 

İnsanın en büyük dostu ve en büyük düşmanı hiç değişmedi; 

“AYNAYA BAKTIĞINDA GÖRDÜĞÜ KİŞİ“.




Yorumlar

  1. Kaleminize, emeğinize sağlık. Ne zarif anlatılmış gerçek fail…
    Ama hayat hiç bu kadar nazik anlatmaz…
    Gerçek faili gerçek düşmanı anlıyan olalım inşALLAH…🌻

    YanıtlaSil
  2. Aynaya baktığımda ki gördüğüm kişi 😔

    YanıtlaSil
  3. Eli kanlı fail ne kadar uzakta olabilir ki...Emeğinize sağlık🌸

    YanıtlaSil

Yorum Gönder