NE KADAR ÖZGÜRÜZ?

NE KADAR ÖZGÜRÜZ? 

DENEYİMSEL TASARIM ÖĞRETİSİ



Bu sene, uzun süren bir yazın ardından gelen mevsim şaşırtmıştı. Sanki yaz biter bitmez, kış yüzünü göstermişti. Sırasını beklemeden hem de. Buz gibi bir sabaha uyanmıştı Erkan, annesi ve babası. 

Erkan’ın annesi Fatma, bulutlara baktığında, “Kapkara olmuşlar. Tıpkı benim içim gibi!” dedi üzülerek. Sesi titriyordu bunları söylerken. “Keşke en başta, anne olmadan öğrenseydim anneliğin ne demek olduğunu!” dedi ağlayarak.

Oğlunu ilk kucağına aldığı anı hatırladı… Mis gibi kokusu geldi burnuna. Ona baktığında, sadece kendi istediğim gibi, özgürce büyüteceğim oğlumu, demişti. Ağlamıştı Fatma, hem de sevinçten. Oysa şimdi, üzüntüden ağlıyordu. Erkan’ın bağırışlarıyla yüreği ağzına gelmişti.

Başına buyruk olmak özgür olmak demek midir?




 


Erkan, evin içinde sağa sola yürüyor, bir taraftan da babasına bağırarak konuşuyordu.
“Boşuna konuşma, dinlemiyorum. Kiminle arkadaş olacağıma tabi ki ben karar vereceğim. Anla artık, ben yetişkin, özgür bir insanım. İstediğimle takılırım, istediğim yere giderim. Canım ne istiyorsa yaparım.

Bu dünyada, arkadaşlarıyla takılıp parasına oyun oynayan sanki bir tek ben miyim?  Sana kalsa ben kumarbazın önde gideniyim. Şu dediklerini birileri duysa, beni kumarbaz zannedecek. Şunun şurasında azıcık bir şey kaybetmişim, çalışır öderim.’’

İnsan, az olanı nasıl da küçümser! Kaybettiğinde de kazandığında da…

Oysa bütün alışkanlıklar azla başlamaz mı?

“Sen de annem de çok abarttınız. Küçük bir miktar kaybetmişim, ne olacak o kadardan? Duyan da bir şey zannedecek. Ben bunun âlâsını kazanacağım zaten. Hem ben kendimi biliyorum. Siz merak etmeyin beni. Ben istemesem oynamam. Beni zorla oynatan da yok. Ne zaman istersem bırakırım. Ama suç bende. Annemden babamdan borç istemeyeceğim de kimden isteyeceğim? diye düşünen akılsız kafamda.” 

Erkan’ın babası, “Senden bunları duyacağımı bilseydim asla baba olmak istemezdim. Oğlum bak, yanlış yoldasın. Böyle gidersen kendini de bizi de mahvedeceksin. Bu bir hastalık yavrum. Bırak şu hastalığı, etme eyleme.” diyordu.

Babasının söyledikleri Erkan’ın bir kulağından giriyor, diğer kulağından çıkıyordu.




İnsan, bir şeye bağımlı ise özgür olabilir mi?

Erkan, “Alt tarafı biraz borç istedim diye, vermediğin akıl kalmadı. Akıl istemiyorum ki borç istiyorum. Kime konuşuyorum ben? Vermezsen verme. Sonra da gece geç oldu, oğlum neredesin? diye arama beni. Ben çocuk değilim, büyüdüm. Üstelik esir miyim? Özgürüm ben özgürüm!” 

Annesi, daha önceleri istediği parayı oğluna verdikçe vermiş, ama bu işin sonunun böyle olacağını tahmin edememişti. “Ben görmedim, o görsün. Ben yemedim o yesin. Ben gezmedim, o gezsin.” diyerek ne büyük hatalar yapmıştı. Oğlum serbest olsun, özgürce yaşasın istemişti sadece.

O sırada baba ile oğulun tartışma sesleri iyice artmıştı. Erkan, istediği parayı alamadığı için çok sinirliydi. Konuşmaları sertleşmiş, babasının üstüne yürümeye başlamıştı. İstediğini alamadıkça şiddetin dozu artmaya başlamıştı. Önce konuşma miktarı arttı. Sonra sesi yükselmeye başladı ve bir anda babasını itti. İsteği o kadar güçlüydü ki o kuvvetle ne yaptığının farkında değildi. Adamcağız düştü ve düşerken başını kuvvetle masaya çarptı…

Ambulans sesi duyulurken mahallede Erkan, “Böyle olsun istemedim, böyle olsun istemedim.” diye çırpınıyordu.


İnsanoğlu neden özgürlüğü canının istediğini yapmak zanneder?

Özgürlük gerçekten böyle bir şey midir?


Erkan, acaba dediği gibi bugüne kadar özgür müydü?

Acaba özgür olmak, başkalarına zarar vermek miydi?

İnsan, bağımlı olduğu şeyi hemen bırakabiliyor mu peki?

İnsan, bağımlılığını neden bırakamıyor?

"Ben bağımlı değilim. Ayda yılda bir yapıyorum zaten. Ne varmış bunda?" derken hiç yapmamaya neden gücü yetmiyor?


İnsan, hayatta basit gördüğü şeylere bağımlı olabilir mi mesela?


“Özgürüm ben, dilediğimi yapar dilediğimi yaşarım!” derken insan kendini kandırıyor olabilir mi?

Keyif aldığı şeyler, ya ona zarar verecek boyutlara gelmişse ve onlardan vazgeçemiyorsa?

Şekerden, tatlılardan vazgeçemeyen kim?

Sofrada ekmek yemeden asla duramam, diyenler kim?

Ya uykusundan vazgeçemeyenler?

O çantayı almazsa yaşayamayanlar?

Arabam olmadan asla, diyenler?

O markanınki olmazsa giymem diyenler?

Her sene iki kez tatile gidemezsem motivasyonum yaşamaya yetmiyor diyenler?

O kahveyi her sabah içmeden işe başlayamayanlar?

Bu işten kovulursa hayatının biteceğini düşünenler?

Yaşadığı şehirden başka bir yerde yaşayamayacak olanlar?

Çocuklarım olmadan asla mı?

İnsanın, para, mal, mülk, eşya, yiyecek, içecek, hatta bir insan… Ne varsa vazgeçemediği, aslında ona bağımlıdır. O konuda özgürleşememiştir.

Oysa, insana özgürlük yakışır.

Bu kadar çok vazgeçemedikleri varken insan gerçekten özgür olabilir mi?

Peki, özgürlük nedir?

Vazgeçişlerle ya da vazgeçemeyişlerle bir alakası olabilir mi?

Evet….

Bu hayatta bir şeylerden ne kadar vazgeçebilir olduğunu düşün ve ne kadar özgür olduğunu gör.

Peki vazgeçebildiklerin ve vazgeçemediklerin neler? 

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın özgürleşebilmesi için stratejiler veren bir ilimdir. Özgürleştikçe insan mutlu ve başarılı olur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın mutlu ve başarılı olmasını amaçlayan, bunun için yollar gösteren bir pusuladır.




Yorumlar

  1. Ne kadar uğraşıyorsak özgür olmak adına o kadar bağlıyoruz kendimizi dünya hayatına Oysa ki vazgeçmekmiş özgürlük insanın vazgeçmesi de ne kadar zormuş Neden Çünkü insan vazgeçemeyecek kadar derin iplerle bağlanıyor hiç bağlanmaması gereken yerlere böyle olunca gerçek bağlanması gereken bağ olması gereken yerlerden bağlı olması gereken yerlerden ne kadar da uzaklaşıyor tüm bağımlılıklardan uzaklaşıp gerçek bağlılığa ulaşmak dileğiyle ellerinize kalemlerinize yüreklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel yazılar paylaşıyorsunuz
    Emeğinize yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Özgür zannederken kendimizi nasılda tutsak hayatlar yaşıyoruz. Harika bir yazı olmuş ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. “Ben istersem bırakırım” keşke o kadar basit olsaydı. Azı küçük gördükçe ne büyük sorunlar çıkıyor. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir ölçü ;
    “Vazgeçebildiğin kadar özgürsün”

    Neyden, nereye kadar vazgeçemiyorum?

    YanıtlaSil
  6. Şu hayatta biz özgürüz diye diye daha ufacık bir isteğimizden vazgeçemiyoruz ki işin daha da kötü yanı vazgeçmekte hiç umrumuzda değil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan gerçekten özgür olabilmek için önce o kadar da özgür olmadığını kabul etmeli…

      Sil
  7. İnsan iradesiyle hem çok güçlü hem de çok güçsüz olabiliyor. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık çok güzel olmuş

    YanıtlaSil
  9. İnsan özgürleştikçe mutlu ve başarılı olur ne kadar doğru bir söz elinize emeğinize sağlık hocam 🌸

    YanıtlaSil
  10. İnsana özgürlük yakışır. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  11. Yazı da çok güzel video da… Gerçekten videodaki gibi bir dünyada yaşıyoruz artık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle fark edemez olduk gören gözler ama kör bakışlar

      Sil
  12. özgürüm demekle iş bitse iyi ama her şeye bağlı bağımlı olan nasıl özgür olsun vazgeçmeye gelince tık yok hani özgürdün yazı çok şey anlatmış elinize sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder