ÖZGÜR MÜSÜN? GERÇEKTEN MI?

Aldım, kabul ettim…

Bu cümle size ne hatırlatıyor? 

Bana kurban pazarlıklarını hatırlattı… Bir de eskiden kız isteme merasimlerinde kullanılırdı. Kızların nezaketen değil de gerçekten istendiği günler. Kız babasının, damat adayının çalıştığı yere habersizce gidip etraftaki esnafın onu nasıl bildiğini araştırdığı dönemler. Şimdi komik gelse de kadının çok daha değerli olduğu günler… Şu anda bize demode, hatta baskıcı gibi görünen… Aslında tamamen kadını koruma üzerine kurulu düzeni aldım kabul ettim…

 “Saçının bir teline dünyayı yakarım” denilen zamanlardan bu zamanlara nasıl geldik? Her şey iyiyken yanında olan kişi, problem olduğunda uzaklaşıyor. İlişkilerin de ömrü kısalmaya başladı. Bugün tanışıp ertesi gün ayrılıyoruz. ‘’Artık güçlü kadınlarız ve kimsenin bizi korumasına ihtiyacımız yok...’’ diyoruz. Giyim tarzımıza kimse karışamaz. ‘’Benim bedenim, benim hayatım. Seçimlerim, benim özgürlüğüm.’’

Özgürlük… Peki, gerçekten özgür müyüz? Özgürlük ne demek? Kahvemden, yatağımdan, en sevdiğim elbiseden, yıllardır sakladığım nostaljik fincan takımımdan, emekliliğim geçmiş olmasına rağmen bırakamadığım koltuğumdan vazgeçemezken nasıl özgür hissedebilirim ki? Ya da bu kadar güçlüyken neden filmlerdeki aşkı arıyoruz? Güçlüydük ve bizi kimsenin korumasına ihtiyacımız yoktu ya hani… 

Bir de bu kadar güçlü ve özgür olduğunu düşünen kadınlar nasıl anlaşılması zor çocuklar yetiştirebiliyoruz? Bunu eskiden annelerimiz nasıl yapıyordu? Bu gün onların yöntemlerini yanlış buluyoruz ama bir davranışla çocuğa anlaması gerekeni anlatabiliyordu. Bir kaş göz hareketiyle benim çocuğuma saatlerce yapamadığımı saniyede yaptırabiliyordu… Şimdi bu hesaba göre kim güçlü, kim güçsüz? ‘’Anne lütfen karışma. Çocuk yetiştirme yöntemleri değişti artık. Sizin zamanınızdaki gibi değil’’ diyorum. Her şeyi bildiğimi zannediyorum…

Şimdi anneme beklediğim sonucu alamadığım halde akıl öğretmeye devam edeyim mi? Yoksa ona deneyimleri konusunda danışayım mı? ‘Bir bilene soralım’ derler eskiler. Bu sadece bir atasözü değil, gerçekten hayatımızı kolaylaştıran bir stratejidir… İnsan yanılır. Hem de bazen çok emin yanılır. Gerçekten değerli olmak, gerçekten özgür olmak, gerçekten güçlü olmak bir kadın için ne demek öğrenebilir miyiz dersiniz? Neden olmasın? 

Deneyimsel Öğreti der ki; Gerçek insanı üstün kılar.

Neyin gerçeğine sahipse insan o konuda üstün olmaya başlar. Ve sürecini daha konforlu ve kaliteli yönetir. Kadınların özgür olmanın, değerli olmanın, güçlü olmanın gerçeğini öğrenebilmesi ve bu gerçekleri öğreterek nesiller yetiştirebilmesi ümidiyle… 

O zaman bu gerçekleri… Aldım, kabul ettim…


Yorumlar

  1. İnsanın yaratılışı hala aynı iken onu yetiştirme ve ona faydalı olmanın stratejileri nasıl değişirdi ki ? İnsanoğlu illüzyon yaşıyor ama farkında bile değil…

    YanıtlaSil

  2. Aldım kabul ettim, bu güzel yazınızı :) emeklerinize sağlık... gerçekler çol güzel.ifade ediliyor

    YanıtlaSil
  3. İnsanın en çok da bildiğini sandığı yerlerden gol yemesi... Yarışma programlarında dikkatimi çekmiştir ben şu konuyu çok iyi biliyorum dediği konudan gelen soruda elenen pek cok yarışmacı olur. Pek çok kavramı ya da bilgiyi bildiğimizi zannediyoruz ve burda yanılıyoruz ne yazık ki...Zanlarımız ve gerçekler birbirinden o kadar farklı ki...

    YanıtlaSil
  4. Aldım, kabul ettim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder