DAHA KONFORLU BİR YOL

 DENEYİMSEL TASARIM ÖĞRETİSİ


DAHA KONFORLU BİR YOL

 

İyi niyetli olmayan kaç insan var dünyada?

“Şu insanla evleneyim de yüzüm hiç gülmesin. Sonrasında kaçıp kurtulmaya çalışayım.”

“Öyle aşık olayım ki, dünyada başka hiçbir şeyden lezzet alamaz olayım. O da bana öyle aşık olsun ki bensiz yaşamasın isteyim.”

“Daha konforlu bir yol bile olsa ben en zoru, en zararlı olanı seçeyim.”


“Öyle bir çocuk yetiştireyim ki, daha üç yaşındayken hem bana hem etrafındakilere hayatı zorlaştırsın. Yaptıkları, sevimliliğinin önüne geçsin.”

“Çocuğumu öyle marifetsiz bırakayım ki, büyüsün, kaç yaşına gelsin ama kalkıp suyunu bile kendisi içemesin.”

“İyi bir sermayem var. Kendime bir iş kurayım da paramı kısa sürede batırıvereyim.”

“Bir yıl deli gibi çalışayım ve sonunda sınavda öyle heyecanlanayım ki bildiğim her şey uçup gitsin zihnimden.”

“Öyle bir meslek seçeyim ki otuz yaşıma geldiğimde hala kendime yeni bir sektör arayayım.”

Kaç insan var dünyada, işlerine, ilişkilerine bu niyetlerle başlayan?


İnsanlar aslında iyi niyetlidir. Herkes dününe göre daha iyi olmayı amaçlar. Peki buna rağmen insana hata yaptıran şey nedir?

İnsanın istediği sonuca varabilmesi için, o sonucu istemesi neden yetmez?

Bunu anlamakta zorlanır, çünkü insan sonuçlara tepki verir. Sonuçlardan dolayı üzülür, sevinir, ağlar, uykusu kaçar, doktora, psikoloğa gider, şikayet eder, memnun olur...

Tüm mutlulukları, mutsuzlukları, başarıları, başarısızlıkları… Hepsi sonuçtur.

Ve bunları değiştirmekle bir ömür oyalanır durur.

Halbuki sebepler değiştiğinde sonuçlar da değişir. Odaklanması gereken sebeplerdir. Nasıl mutlu olabilirim? Ne yaparsam başarılı olabilirim? İnsanı ilgilendiren, bu kısımdır.


Deneyip yanılmak mı? Deneyim çıkarmak mı?

Ömrü boyunca tüm tuşlara basmış, ara ara mutlu olmuş, ara ara mutsuz olmuş. Bir başarılı olmuş bir başarısız olmuş.

Hangi sebeplerin hangi sonuca vardıracağını bilmeyince,

Her seferinde baştan denemek zorunda kalır.

Tekrar nasıl elde edeceğini bilmediğinden,

Mutluyken bile, kaybetme kaygısı yaşar.

 

O sandalyeyi yaptım ve oldu. Ama nasıl yaptığıma bakmadım ki.

İlk çocuğumu olması gerektiği gibi yetiştirmişim ama nasıl yetiştirdim bilmiyorum ki.

Bir yol var, yürüyorum, varacağım yere de varıyorum ama hangi güzergahtan geldim, hatırlamıyorum ki.

Kilo aldım sonra kilo verdim. Hangi yöntemi uyguladım? Yaptım ve geçtim.

 

Tekrar yap deseler yapamam ki. Anlatamam ki.

Çünkü hangi sebepler hangi sonuçlara götürdü, hiç düşünmedim ki.

Oysa sebep sonuç ilişkisi kurmalıydım hayatımda.

Sonuçları değerlendirip deneyim çıkarmalıydım en sonunda.

Böylece, sebeplerle sonuçları birbirine bağlardım. Hatalarımı azaltırdım cebimdeki deneyimlerle.

Ve insanın kendisine “iyi niyetle” yaptığı en büyük kötülük nedir?

Olumsuz sonuçlarında, kendini rahatlatmak istemesi. Sebepleri kendisinden başka yerde araması ve bulması.

“Oh be!” sebep etrafımdakilermiş. Sebep babammış. Sebep şu yaşadığım zamanmış. Bulunduğum ülke, doğduğum aile, evlendiğim insanmış. Yaşadıklarımın tek sorumlusu çevremmiş.

Böylece insan, tüm sebepleri başka yerlere yükler ve kendini çözümsüz bırakır.

 

Çocuğumun nankörlüğünün sebebi doğduğu çağ ise, Işimin batma sebebi sadece piyasaysa, ilişkilerde tepkiselliğimin sebebi babamın yetiştirme tarzıysa, ben neredeyim? Ben, hayatımdaki etkisiz eleman mıyım?

Neden kandırıldım, neden kandırdım?

Neden aldattım, neden aldandım?

Küçük bir baskıda neden insanlara zarar vermek zihnime çözüm olarak düştü?

Bunların benimle ilgili bir sebebi yoksa eğer, benim yapabileceğim hiçbir şey yok demektir.


İnsan, yaşadığı problem ile onun çözümü arasındaki köprüleri neden yıkar?

Çünkü probleminin, sıkıntısının sebebini doğru yerde aramaz da ondan.

Bir bulsa gerçek nedenlerinin kendinden kaynaklandığını, bir görebilse işin aslını… işte orada düzeltmeye başlayacak etkenleri. Ve belki de kökünden kazıyacak problemini.

 

Buna rağmen insan ne yapar?

“Bu kitabı bizim adamın okuması lazım asıl.”

“Bu eğitime benim oğlanın gelmesi lazım.”

“Asıl onun değişmesi lazım.” diyerek kendi ekseni etrafında döner durur. Adım atamaz çözümlere.

Onların hiç mi etkisi yok? Elbette var. Ama sandığından daha da az. Asıl ben varım en merkezde. Benim oluşturduğum sebepler var.

 

Birilerine yüklerse sebepleri iyi niyetiyle,

Başta rahatlar, ama kendini çok çözümsüz bırakır. Bir ömür çok rahatsız olacak demektir.

İnsanın, ne bahanelere ihtiyacı var ne de anlık mutluluklar için kestirme çözümlere…

İnsanın sadece gerçeklere ihtiyacı var.

Başta acı olsa da bir ömür gerçekten “Oh be!” dedirtecek gerçeklere.

Gerçek sebepler,

Gerçek sonuçlar,

   Gerçek çözümler,   

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın amacını amaç edinen, mutluluğunu ve başarısını artırmaya yönelik seminerleriyle, gerçeğin kestirmelerden daha uzun ama çok daha konforlu olduğunu anlatıyor.

Başta kabul etmek birazcık zor olsa da Deneyimsel Tasarım Öğretisi, nihayetinde mutlu ve başarılı olmak için, doğru iletişim ve ilişki kurabilmek için gerçek sebepler ve gerçek sonuçlar arasında bağ kuruyor.

 

 

Yorumlar

  1. Neyi neden yaptığını bilmek büyük konfor. Çok güzel bir yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Şu hayatta en çok ihtiyacımız olan şey, GERÇEK !

    Teşekkürler Deneyimsel Tasarım Öğretisi…

    YanıtlaSil
  3. İyi niyetle yaptığımız ne çok yanlış var.
    İnsanın gerçeğe ihtiyacı var. 🌺

    YanıtlaSil
  4. Bu hayatta insanın kendine yaptığı kötülüğü kimse yapmazmış. Ne çok oyalanmışız bu hayatta gerçeklerden uzak.

    YanıtlaSil
  5. Ah bizler iyi niyetle ne yanlışlar yapmışız ama çok şükür ki doğruyu yanlışı öğreniyoruz🌷

    YanıtlaSil
  6. İlaç gibi bilgiler emeğinize sağlık, insana bir firsat verilse tekrar geçmişini bu bilgilerle toparlamak düzeltmek isterdi👏🌿

    YanıtlaSil
  7. Gerçekler acıdır derler ama devamını söylemezler…

    O acı içinde hem hüzün hem “iyi ki”ler olan bir acı…

    İyi ki öğrendim… Ya hale sahteliğin içinde oyalansaydım?

    YanıtlaSil
  8. Neyi nasıl yaptığımızı neden yaptığımızı bilmiyoruz gerçekten. Beni bu yazıda vuran yer burası oldu zayıfladım da ne yaptım da zayıfladım, yemek çok güzel oldu nasıl yaptım bir daha yap diyorlar aynısı olmuyor, sonuç değerlendirme yapmadığım yerleri gördüm. Teşekkürler DTÖ

    YanıtlaSil

Yorum Gönder